31 Ağustos 2013 Cumartesi

Eş genel başkanımız Gültan Kışanak'ın ANF röportajı [Ruken Adalı]



Kışanak: Gerilim ve sıkışıklığın sorumlusu Hükümet


BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Hükümet’in üzerine düşenleri yapma konusunda ayak dirediği için çözüm süreciyle ilgili bir gerilim yaşandığını belirtti. Kışanak “Niye tarih veriyorlar” diyenlere, “takvim sıkışıklığının asli sorumlusu AKP hükümetidir. 11 yıldır yapmadıklarını her defasında erteledikleri için, yeniden bir seçim arifesine gelip sıkışmıştır” şeklinde yanıt verdi.

Suriye gerçeği ve Rojava Devrimi



Hüseyin Ali*

Suriye’ye birkaç gün içinde ABD, İngiltere ve Fransa’nın içinde olduğu bir saldırının gerçekleşeceği söyleniyor. Baas iktidarının kimyasal silah kullandığı anlaşılmışsa bu saldırının olacağı kesindir. Yapılan tartışmalar ve açıklamalardan da anlaşıldığı kadarıyla Baas iktidarı kimyasal silah kullanmış.

28 Ağustos 2013 Çarşamba

'PKK şeytandı, AKP yanlış yaptı' söylemi



Ezgi Başaran*


Kongra-Gel Başkanı Remzi Kartal, gelinen noktayı şöyle değerlendirdi: PKK çekilmiyor demek gerçeği hiçbir şekilde yansıtmıyor.

Suriye ile ilgili başından itibaren alınan tutum ahlakiydi. Esad’a karşı durmayacaktık da ne yapacaktık! Denen bu. 

Yalnız ahlakımız şu şekil: Savaşın bir tarafına silah göndermek, silah gönderenlere buyur geç diye kapıları, yolları açmak. Katledilenler silah verdiğimiz tarafın şartlara bağlı olarak tepelemeye çalıştığı Suriye Kürtleri olduğunda ise Afrin, Kobanin, Nusaybin’e insaniyet namına bir koridoru dahi çok görmek. 

27 Ağustos 2013 Salı

Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Meral Danış Beştaş'ın Taraf röportajı [Güler Yılmaz]




Bu anayasaya ‘evet’ demeyiz



BDP’li Beştaş “Anayasaya bu haliyle evet dersek varlığımızı inkâr etmiş oluruz” dedi. 


Anayasa Uzlaşma Komisyonu, mevcut anayasanın ilk dört maddesini görüşmek üzere dün toplandı. Komisyon üyeleri geçen hafta yapılan toplantıda bu kritik maddeleri görüşmüş ancak uzlaşma sağlayamamıştı. Şimdiye kadar 60 madde üzerinde uzlaşma sağlayan komisyonda, CHP ile MHP’nin kırmızı çizgileri yüzünden “Türklük tanımı”, “vatandaşlık” ve “anadili kullanma” hakkıyla ilgili kritik maddeler üzerinde anlaşması pek mümkün görünmüyor. BDP’nin Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Meral Daniş Beştaş, komisyon çalışmalarında gelinen aşamayı, nerelerde anlaşmazlık yaşandığını Taraf ’a anlattı.



EZBERLER BOZULMADI


Komisyon’da gelinen nokta nedir? Uzlaşılan maddeler Meclis’e gelirse tavrınız ne olur?

Gelinen nokta çok da iyi değil. Mayıs ayından bu yana fiilen yazım aşaması devam ediyor. Henüz anayasa yapım konusunda arzu edilen, toplumun beklentilerini karşılayacak bir noktada değiliz. Ezberler bozulmamış. Tıkanıklığın önemli sebeplerinden biri ezberler, ideolojik yaklaşım, devletin kurucu felsefesi denilen Türkiye’deki farklılıkları kapsayacak bir anayasa perspektifi noktasında sıkıntılar yaşıyoruz.

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Men çe guyem, tamburam çe zened*


Ertuğrul Kürkçü**


Muhalefet milletvekillerinin dokunulmazlık zırhları yürütme ve yargı organlarınca sistematik bir biçimde deliniyor. TBMM’nin AKP’li çoğunluğu, çoğu kez vahşice bir şiddet boyutuna varan bu ihlalleri görmezden geliyor.

İstanbul üç yıldır eski Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından yönetiliyor. Mutlu’yu bilen bilirdi de, o asıl ününü “Gezi İsyanı” günlerinde yaptı. Ama bu kötü bir ün. “Vali Mutlu” ve “yalan” sözcüklerini internette herhangi bir arama motoruna girdiğinde karşısına çıkacak milyonlarca sayfayı görse belki Vali’nin bile yüzü kızarır.

25 Ağustos 2013 Pazar

Eş genel başkanımız Selahattin Demirtaş'ın BirGün röportajı [Onurkan Avcı]

‘Cemaat ile AKP çatışması çözüm sürecini zora sokuyor’

BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır ve çevresinde siyasi nabzı tutan BirGün'e, Fethullah Gülen Hareketi ve AKP arasındaki iktidar mücadelesinin süreci zorladığnı söyledi. Başbakan Erdoğan'ın AKP içindeki dinamikleri kendi otoritesiyle tam olarak kontrol edemediğini belirten Demirtaş, bu parçalanmış halin çözüm süreci önünde engel olduğunu belirtti. Demirtaş'a göre Gülen Hareketi yargıçlar, savcılar, valiler aracılığıyla süreci sora sokan hamleler yapıyor ve Başbakan bunlara söz geçiremiyor. Demirtaş, Başbakan'ın PKK geri çekilmedi, geri çekilen çoluk, çocuk ve kadınlardı açıklamasına karşı da başlangıçta yapılan anlaşmanın geri çekilmenin tamamlanması olmadığını belirterek yanıt verdi. Müzakerelerle ilgili umudunu korumaya çalıştığını söyleyen Demirtaş son noktayı AKP ile nikahlanmadık diye koydu.


Erdoğan, önümüzdeki hafta bizzat açıklayacağı ‘Demokratikleşme Paketi hakkında “PKK sözünü tutmadı, biz de adım atmayız” dedi. Bu açıklama Öcalan’ın “Hükümet 1 Eylül’de adım atmalı” demecine bir tepki miydi?

Sayın Öcalan bu tarihi, dayatmada bulunmak için değil, Türkiye’nin reel politik gerçekleri, önündeki siyasi takvim, bölgedeki hızlı gelişmeler dolayısıyla önerdi. Yani Kürt hareketi hükümete şunu önerdi 1 Eylül’e kadar paket açıklanmalı, 15 Ekim’e kadar da tartışmalar sürmeli. 15 Ekim itibariyle de hızla paketin yasallaşma süreci başlamalıdır. Bu bir öneridir. Hükümet bu önerileri dikkate almaz, kendi bildiğini okursa; Kürt hareketinin, bizlerin niyetinden bağımsız bir şekilde süreci kaçırmış olabilir. Türkiye’de süreç seçim gündemine endekslenmiş olabilir, bölgede tahmin edemeyeceğimiz gelişmeler olabilir, yani hükümet öyle bir anda “ben adım atmak istiyorum” dese de bunun fırsatını bir daha bulamayabilir.


23 Ağustos 2013 Cuma

Türkler nasıl Türkiyelileşir?


Bülent Küçük*

Türklerin Türkiyelileşmesi bir boş kavram, bir hayal olmaktan çıkıp toplumsal alanda bir karşılık bularak nispeten bir gerçek olması belki ilk kez Gezi ile mümkün oldu.

Kürt hareketinin diğer toplumsal kimliklere kapılarını açarak Türkiyelileşmesi gerektiği konusu çokça -çoğu zaman insafsızca- dile getirildi. Demokratik bir zeminde birlikte yaşamın ancak Kürtlerin eşitlik, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin diğer toplumsal alanlarda verilen mücadelelerle ortaklaşması durumumda mümkün olacağının altı çizildi. Bu eleştirilerin haklılık payları vardı kuşkusuz, fakat sorulması gereken asıl soru şu: Türkler Türkiyelileşmeden Kürtlerin Türkiyelileşmesi ne kadar mümkün?

Öcalan'ın 'stratejik konumu...'

Oral Çalışlar*

Dönüşümün, 'Öcalan'ın stratejik olarak' ele alınmasını da içereceğini öngörebiliriz.

Türkiye’deki iç kutuplaşma ve Ortadoğu’daki kutuplaşmalar tırmanarak devam ediyor. Bunca karmaşık gelişme ortasında bunalan Türkiye’nin dış politika seçenekleri daralıyor. 

Bütün bu endişe verici tablonun içindeki ‘umut verici’ durum, ‘Büyük Kürt-Türk ittifakı’ şansının korunuyor olması. BDP Eşbaşkanı Demirtaş ve Grup Başkanvekili Buldan’ın Öcalan’a yaptıkları son ziyaret, İmralı’dan bölgeye yayılan ‘iyi sinyaller’in, asıl olarak süreceğini gösteriyor. 

Türkiye’nin en temel ihtiyacı HDP gibi bir partidir


Hüseyin Ali*


HDP kongresini yaptı. HDP, Türkiye’nin ihtiyacı olan siyasi bir projedir. Türkiye açısından bu proje kadar değerli bir siyasi girişim olamaz. Kuşkusuz HDP’nin amaçladığı ve kuruluş felsefesine uygun tüm sosyal ve siyasal kesimleri kapsamış değil. Geçen süreçte bu yönlü yetersizlikler yaşandı. Eğer kuruluş hedeflerine uygun sosyal ve siyasal kesimleri kapsarsa kesinlikle kısa sürede Türkiye’nin siyasal iklimi değişir. Türkiye yeni bir siyasal tarih yaşar.

22 Ağustos 2013 Perşembe

Eş genel başkanımız Gültan Kışanak'ın Taraf röportajı [Tuğba Tekerek]





Ergenekon’a karşı PKK affı olmaz

“Pakette anadilde eğitim yok” diyen Başbakan’ı eleştiren Kışanak “İnkar siyasetinden vazgeçtiysen dilin üzerindeki inkarı da kaldıracaksın” dedi.

Türkiye’de 40 bin cana mal olan Kürt sorununun çözümü için girilen yolda önemli bir dönemeçteyiz. PKK’lıların geri çekilmeye başlamasının ardından ikinci aşamada hükümetin demokratikleşme paketi merakla bekleniyordu. Başbakan Erdoğan geçtiğimiz günlerde demokratikleşme paketinin içeriğine dair açıklamalar yaptı. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak’a Başbakan’ın açıkladığı adımların taleplerini ne ölçüde karşıladığını, çözüm sürecinin gidişatını, bu arada genel bir affın Ergenekon tutuklularını da kapsaması hakkında ne düşündüğünü sorduk.


Başbakan Erdoğan, PKK’lıların sadece yüzde 20’sinin ülkeden çekildiğini, onların da çocuk, kadın ve yaşlı olduğunu söyledi. Çekilme oranının nasıl tesbit edileceği konusunda bir anlaşma yapılmış mıydı?

En başta BDP’nin de KCK’nin de çekilmeyle ilgili yasal düzenleme yapılması ve bir gözlemci heyet olması yönünde talebi vardı. Böylece çözüm sürecinin hem yasal dayanağı olacaktı hem de gözlem heyetleri sürecin gidişatını kontrol edecekti. Fakat hükümet bu konuda bir tutum içinde olmadı. Biz de bunu şöyle yorumladık, Öcalan’la hükümet arasında yapılan görüşmede geri çekilme sürecinin bir politik kararlılık meselesi olduğunu ortaya koydular. KCK’liler de “Politik olarak kararlıyız. Geri çekilme sürecini başlatıyoruz” dedi ve tutum olarak yüzde 100 çatışmasızlık hâli temin edildi. Bunun üzerinden bir polemik yürütmek hiç doğru değil. Sayın Başbakan eğer reformlardan demokratik çözüm yaklaşımından imtina ediyorsa bunu açıklıkla söylesin. Bahane üretmesin.

Aleviler devlete güvenmiyor


Sebahat Tuncel*

Türkiye'de yaşayan milyonlarca Alevi devletin Alevi politikası nedeniyle kendisini güven içinde hissetmemektedir. Her an sevgili Hrant Dink'in dediği gibi 'güvercin tedirginliğinde' yaşamaktadırlar.

Aleviler evlerine her işaret konulduğunda hemen geçmişe bir yolculuk yapmakta ve geçmişte yaşadıkları tüm zulümleri yeniden yaşamaktadırlar. Alevilerin hafızası o kadar canlı ki her an o acı, hafıza yeniden canlanmaktadır. AKP hükümeti de Alevilerin en hassas noktasına dokunmakta ve bu hafızayı bilinçli olarak canlı tutmaktadır. Çünkü bu hafıza ile Alevilerin itiraz etmesi ve toplumsal mücadeleleri engellenmek istenmektedir.

'Gezi'den sonra...

Ertuğrul Kürkçü*

“Gezi İsyanı” Türkiye’nin toplumsal mücadeleler tarihi içinde -geçmişten gelen bir dizi süreklilik de barındırsa- esasen öncekilerden ayrılan, bütünüyle yeni bir toplumsal hareket sürecini, bir kopuşu ifade ediyor
19.yüzyılın toplumsal devrimi şiirini geçmişten değil ancak gelecekten alabilir. Kendisini geçmişin tüm boş inançlarından sıyırmaksızın kendisiyle işe başlayamaz. Önceki devrimler kendi içeriklerini örtmek için geçmişin anılarına sarınıyorlardı. 19. yüzyılın devrimi kendi içeriğine varmak için ölülerin ölülerini gömmesine yol vermelidir. Orada lafı içeriği aşıyordu buradaysa içerik lafı aşıyor.(Karl Marks  Louis Bonaparte’ın 18.Brumaire’i)

“Gezi İsyanı” yerellik ve kısmilikle belirlenmiş olmayan, tüm kentsel muhalefet dinamiklerini harekete geçiren ve kent merkezlerini kuşatan, Türkiye tarihinde bir başka örneği görülmemiş çoğulluğunun tek bir bileşenine indirgemeyi imkânsızlaştırdığı bir toplumsal başkaldırıydı. Ortak paydası onur ve özgürlük olan bir başkaldırı…