Açıklamalar

3 Kasım 2013


BASINA VE KAMUOYUNA


Türkiye’nin en büyük korkusu olan bölünme korkusu, aslında böldüğü toprakların ve halkların tekrar bir araya gelme ve birleşme korkusudur. Kürt halkını birbirinden ayırmak, Kürtlerin ulusal ve siyasal birliğini kırmak için keyfi sınırlar çizilmiş ve Kürdistan toprakları mayın tarlalarına dönüştürülmüştür. Bu politikasındaki bütün başarısızlığına rağmen devlet zihniyeti, artık sınırların iyice anlamsızlaştığı, sınır koymak için örülen bütün utanç duvarlarının halklar nezdinde mahkûm edilip yıkıldığı, mayınlı arazilerin temizlendiği 21. yüzyılda, mayınlı arazilerle, tel örgülerle ve beton duvarlarla çağdışı uygulamalarında ısrarcı davranmaktadır.

Bu çağdışı uygulamanın son örneği, hükümetin Kuzey Kürdistan ile Rojava’daki Kürt halkının birliğini kırmak için sınıra ördüğü utanç duvarıdır. Çeteci silahlı gruplara açılan sınırlar, sivil halkın iletişimi kesmek ve insani yardımı engellemek için beton duvarlarla kapatılmaktadır. Kürt halkı asla kabul etmediği bu duvarları protesto etmek için can güvenliklerini tehlikeye atarak mayınlı arazilere yürümektedir. 

Nusaybin Belediye Başkanımız Ayşe Gökkan’ın Nusaybin-Qamişlo arasındaki sınır hattında örülmeye başlanan bu "utanç duvarı"nı protesto etmek amacıyla bedenini bir direniş alanına dönüştürdüğü ölüm orucu 4. gününe girmiştir. Ayşe Gökkan’ın sağlık durumunun kötüye gitmeye başlamasına ve tüm halkımızın bu utanç duvarına yönelik yoğun tepkisine rağmen devlet yetkililerinin yaklaşımı inşaata devam etmek ve demokratik tepkisini gösteren halka gazla müdahale etmek olmuştur.

Bütün baskı ve müdahalelere rağmen BDP’li belediye başkanlarımız, yani halk tarafından seçilmişler, atanmışların ördüğü duvarlara karşı süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlamıştır. 

Bizler BDP Kadın Meclisleri olarak buradan seslenmek istiyoruz: Bir halkı birbirinden ayıramazsınız. Şimdiye kadar halklar arasına örülen bütün duvarlar, duvarları örenlerle beraber utançla anılmıştır. Örülen bütün duvarlar yıkılmış, yıkılan duvarların altında örenlerin iktidarı kalmıştır.

Utanç duvarına karşı halkımızın direnişini, Nusaybin Belediye Başkanımız Ayşe Gökkan’ın ölüm orucunu ve diğer seçilmiş belediye başkanlarımızın başlattığı açlık grevi direnişini selamlıyoruz. Bu utanç duvarları yıkılıp, sınırlar açılıncaya kadar direnişi yükseltme sözü veriyor ve tüm halkımıza, tüm demokratik kamuoyu ve dünya halklarına bu direnişi sahiplenme ve yükseltme çağrısı yapıyoruz. 


BDP Kadın Meclisleri

3 yorum:

  1. bloğunuz çok güzel olmuş hayırlı olsun adı gibi inşallah ümid ettiğimiz barışı getirir bize yaşasın halkların kardeşliği

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaşasın halkların kardeşliği diye birşey yoktur. bir ülkede bir toplumda eşitlik olmadan kardeşlik olamaz onun için yaşasın halkların eşitliği demek lazım herşeyden önce

      Sil
  2. Bloğunuzu kutluyorum.Kürt halki özgürlük yolunda mücadele edenleri,bu uğurda hayatlarıni ortaya koyarak, yüreklerinden suzerek bir halki yaratanları hiç bir zaman unutmayacaktir.Bu anlamda BDP yi özelde Kadın Meclisleri'ni gösterdikleri kararlılıktan dolayi kutluyorum.

    YanıtlaSil