23 Ağustos 2013 Cuma

Türkiye’nin en temel ihtiyacı HDP gibi bir partidir


Hüseyin Ali*


HDP kongresini yaptı. HDP, Türkiye’nin ihtiyacı olan siyasi bir projedir. Türkiye açısından bu proje kadar değerli bir siyasi girişim olamaz. Kuşkusuz HDP’nin amaçladığı ve kuruluş felsefesine uygun tüm sosyal ve siyasal kesimleri kapsamış değil. Geçen süreçte bu yönlü yetersizlikler yaşandı. Eğer kuruluş hedeflerine uygun sosyal ve siyasal kesimleri kapsarsa kesinlikle kısa sürede Türkiye’nin siyasal iklimi değişir. Türkiye yeni bir siyasal tarih yaşar.



Özgürlük ve demokrasi konusunda önemli gelişmeler ortaya çıkar. Şu anda Türkiye’nin en temel sorunu özgürlük, demokrasi ve sosyalist güçlerin yarattığı demokratikleşme birikimi gerçek demokratikleşme doğrultusunda harekete geçirilememektedir. AKP gerçeğinde olduğu gibi başkaları bu birikimi kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta. Ama bu birikimin yaratılmasında esas emek sahibi olanlar ve bedel ödeyenler bu birikimi değerlendirmemektedir. Türkiye’nin yaşadığı esas sıkıntı ve tıkanma bundan ileri gelmektedir.

Kürtler dahil Türkiye’nin bütününü harekete geçirecek, Türkiye’nin bütünü temelinde politika yapacak bir siyasi güce ihtiyaç vardır. Kuşkusuz Kürtler Kürdistan’da yine esas yoğunlaşması Kürt sorunu olan bir parti içinde örgütlenirler. Bu parti Türkiye demokrasi mücadelesinin en temel gücü olmaya devam eder. Türkiye genelinde politika yapacak ve örgütlenecek partinin en temel güç kaynağı olur. Ama Kürt sorunu dahil Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümünde HDP gibi bir partinin siyasal olarak öne çıkması, Türkiye meclisinde bu partinin rolünü oynaması başta Kürt sorunu olmak üzere sorunların çözümünde daha etkili ve sonuç alıcı olur.

Almanya’da CDU-CSU ilişkisine benzer bir model olabilir. CSU (Hıristiyan Sosyal Birliği) sadece Bavyera’da örgütlenen bir partidir. Almanya’nın en büyük eyaleti olan Bavyera’nın siyasal partisi CSU’dur. CDU (Hıristiyan Demokrat Birliği) Almanya’nın genelinde örgütlüdür. Almanya’nın geneli için politika yapan ve genel seçimlere giren CDU’dur. CSU, Bavyera eyaletinde eyalet seçimlerine girer. Eyalet seçimlerinde esas olarak temsil edilen bu partidir. En büyük eyalet olarak CDU’nun da en önemli siyasal gücü olmaktadır. Kuşkusuz Bavyera ayrı bir ulus ya da etnik topluluğun coğrafyası ve eyaleti değildir. Bu açıdan özde birçok farklılık vardır. Fakat örgütlenme modeli olarak HDP-BDP ilişkisine uyarlanabilir. BDP, Kürtlerin yoğunlukta olduğu partidir. HDP ise Türkiye’nin genelinde siyaset yapan ve Türkiye genelinde örgütlenen parti olarak siyasi rolünü yerine getirir. Alman genel meclisinde CDU politika yapıyorsa Türkiye’de de HDP yapar. Kürdistan’da seçilen milletvekili ve parlamenterler tabii ki çoğunlukta yerelden, yani BDP’den olur. Böylece Kürtlerin hem özgün olarak kendini ifade etmesi hem de Türkiye genelinde bu parti içinde politika yapma ihtiyacı karşılanmış olur.

Bu örgütlenme modeli Kürt Özgürlük Hareketi’nin ideolojik, teorik ve siyasi görüşüne de uygundur. Kürt sorununun çözüm stratejisi Türkiye demokrasi güçleriyle birlikte bir mücadeleyle ele alınıyorsa doğru olan böyle bir siyasal örgütlenme modelidir. Devlet kurma anlayışı bırakılmışsa, Kürt sorunu Türkiye’nin sınırlarına dokunmadan demokratik özerklik temelinde çözülmek isteniyorsa Türkiye genel meclisinde HDP gibi Türkiye’nin genelinde siyaset yapan bir partiyle temsil edilmek en doğru politikadır.

Bu örgütlenme modeli ve siyaset anlayışında Kürtler yine kendi kendilerini yönetme hakkına sahip olacaklardır. Demokratik özerklik projesi kendi kimliği, kültürü ve diliyle yaşama, anadilde eğitim Kürtlerin temel hakları ve statüsünün içeriği olacaktır. Zaten HDP de tüm farklılıkların kendi kendini yönetme anlayışının pratikleşeceği demokratik bir Türkiye’yi savunmaktadır. Her etnik, inançsal ve dinsel kimlik olduğu gibi kabul edilecek, kendini örgütleyebilecek, kendi kimliğiyle kültürünü özgürce yaşayacaktır. Zaten bu siyasal yaşam durumuna gerçek demokrasi denmektedir.

Türkiye’nin demokratikleşmesi için en doğru proje HDP gibi Kürtler dahil tüm demokrasi güçlerini içine alan bir siyasal projedir. Kürtler de demokrasi mücadelesi birikimlerini en etkili biçimde böyle değerlendirebilirler. Türkiye demokrasi güçleriyle buluşmadığı takdirde Kürtlerin bu demokrasi birikimi ve siyasal gücü yeterli etkide bulunamamakta, istenilen sonuçlar alınamamaktadır. Kürtlerin büyük mücadelesinin istenen sonuca ulaşmamasında en temel eksikliklerden biri bu olmuştur. Artık bu temel eksikliğin giderilmesi gerekir. Büyük bedeller ödenen bu mücadelenin daha etkili kılınmasının zamanı gelmiştir.

Kuşkusuz HDP sadece sosyalistlerin olacağı bir parti olamaz. Böyle bir parti olacağını öngörmek daha baştan bu projeyi boşa çıkarır. Demokrasi bir ittifaklar sorunudur. Böyle bir parti genel bir doğrultusu olan ve bu doğrultuyu savunacak tüm güçleri içine alan bir parti olmalıdır. Sadece sosyalist bir parti olur demek yanlış bir programla hareket etmektir. Demokrasi, ama gerçek demokrasi programı olan bir parti olmalıdır. Sosyalistler de demokrasi olmadan sosyalizme varılmaz anlayışıyla böyle bir partinin en aktif siyasal güçleri olmalıdır. Bunun dışındaki yaklaşımlar darlaştırır ve demokrasi, özgürlük ve sosyalizm güçlerini politikasız ve etkisiz bırakır.

Gezi Parkı direnişi de demokratik Türkiye yaratma hareketinin, partisinin böyle bir modelde olması gerektiğini gözler önüne sermiştir.

* Özgür Gündem

http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=81316&haberBaslik=T%C3%BCrkiye%E2%80%99nin%20en%20temel%20ihtiyac%C4%B1%20HDP%20gibi%20bir%20partidir&action=haber_detay&module=nuce&authorName=H%C3%BCseyin%20AL%C4%B0&authorID=19

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder