10 Ekim 2013 Perşembe

BDP ve HDP’nin tarihi misyonu



Baki Gül*



Türkiye toplumu artık AKP’nin iktidarına, CHP ve MHP’nin muhalefetine mecbur değildir. Kürtler ise Ortadoğu halklarının da en dinamik, en örgütlü gücü olarak artık farklı bir misyona sahiptir. Nasıl ki PYD Rojava’da sadece Kürtlerin değil Suriye’nin de demokratikleşmesinin temel dinamiği ve bunun öncü gücü ise, BDP de Türkiye’de aynı konumdadır. Dolayısıyla Türkiye’de Kürdistani zemin üzerinden siyaset yapan BDP’nin de sorumluluğu giderek büyümüştür. Türkiye’nin demokratikleşmesi BDP’nin sorumluluğundadır. BDP de bunu doğru bir partner ile gerçekleştirebilir. Bu partner AKP değildir. CHP zaten bu misyonunu yitirmiş durumdadır. Bu partner Türkiye halklarının doğru temsilini sağlayabilecek HDK ve HDP projesidir.


Kısaca hatırlatırsak, BDP siyasal geleneği dünya siyaset tarihinde eşine ender rastlanan bir mücadele biçimini temsil eder. Kürdistani bir öz üzerinden şekillenerek, ağır bedeller ödeyerek, direne direne bu noktaya geldi. Türkiye’nin siyasal ezberini, tekçi karekterini, erkek egemen sistemini alt-üst etti. Müthiş bir halk desteği ile devletlerin ortaklaşarak hazırladığı siyasetleri geriletti. Şimdi Türkiye’deki siyasetin de temel bir dinamiğidir. 

Ancak Türk devleti uygulamaktan vazgeçmediği yoğun psikolojik savaş, baskıcı yasaları, medya ve kolluk güçleri ile yaptığı operasyonlarla BDP’yi bloke etmeye çalıştı. Bütün bunlara rağmen BDP geleneği Kürtlerin temsilini, Türkiyeli radikal demokratların da desteğini kazanmayı başardı. Kendi rüşdünü girdiği her seçimde, hilelere baskılara rağmen istenilen ölçüde olmasa da başardı. Ancak BDP’nin başarması gereken bir tarihi bir aşama daha var. Bu aşama, BDP’nin Kürtlerin büyük çoğunluğunun desteğini aldığı kadar Türkiye halkının da desteğini alması ile sağlanır.

BDP siyasal geleneğinin bu başarıyı sağlamasının ise zamanı artık gelmiştir. Hatta bu başarıyı elde etmek için geç bile kalmış sayılır. BDP, özellikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın önerdiği siyasal projelere örgütleyip hayata geçirirse büyük başarılar kazanarak Türkiye’de alternatif siyasatin nasıl olabileceğini gösterecektir. İşte tam bu noktada Halkların Demokratik Kongresi ve Halkların Demokratik Partisi’nin rolü ve misyonu ortaya çıkıyor. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın da altını çizerek söylediği BDP ve HDP’nin ortaklaşa yürütecekleri siyasal mücadele Türkiye’nin asıl ihtiyacı olan demokratikleşmeyi sağlayacağı gibi; yeni bir siyasal merkezin de güçlenmesi anlamına gelecektir.

AKP, küresel konjöktürün ortaya çıkardığı siyasal bir oluşumdur. İdeolojik gıdasını liberalizmden alan, köhnemiş zihniyeti ile demokratikleşmeye mesafeli bir güç birikimidir. CHP ve MHP ise eski siyasetin statükocu, baskıcı devlet biçiminin siyasal parti formudur. Yıllardır Türkiye toplumu AKP gibi dini siyasete alet eden siyasal seçenek ile toplumu devletin kulu haline getiren CHP ve MHP gibi siyasal güçler arasında sıkıştırıldı. Kürtler bu sıkışmadan amansız bir mücadele vererek kurtuldular. Ancak Türkiye toplumu bu sıkışmayı hala aşabilmiş değil. Kürtlerin öncülük ve önderlik sorunları aşıldığı için bugün Ortadoğu’da kendisini siyasal dinamik haline getirdi. Şimdi Kürt siyasal hareketi ve toplum Türkiye’de kendisine doğru bir partner seçerek Kürdistan’ın özgürlüğünü, Türkiye’nin de demokratikleşmesini sağlayacak siyasal bir formül üzerinden sağlaması gerekiyor. Bu partner de HDK ve  HDP’dir.

HDP ve HDK’yi hiç küçümsememek gerekiyor. HDP ve HDK bileşenlerinin siyasal birikimi, mücadele mirası ve taşıdığı potansiyel Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlayacak ölçüdedir. Yeter ki dar, günübirlik siyasal ve örgütsel çıkarların ötesinde bir düşünme, örgütleme ve mücadele yeteneği gösterilsin...

Görülecek ki Türkiyeli gençler, kadınlar, emekçiler, yoksullar toplumun hemen her kesiminden insanlar bu siyasal hareketin öznesi haline gelecektir. Çünkü Türkiye’de Kemalist statüko çözülürken, kendisini alternatif hale getiren gerici/liberal AKP zihniyeti toplumların özgürlük ve demokratik taleplerini yerine getiremez. AKP’nin varoluşu ve karakteri bunu göstermekten yoksundur. Hatta AKP, çözülen statükocu kemalizmin yeşil islamcı gömleğini giyen yeni bir CHP durumundadır. Bu nedenle gençlerin ve kadınların belirleyici olduğu, tecrübelilerin tecrübelerini siyasal arenada gösterdiği, örgütlü, bilinçli bir siyasetle BDP Kürdistan’da, HDP de Türkiye kentlerinde coşkulu bir mücadele ile çok büyük başarılar kazanabilir. Yeter ki kazandırmayan ezberlerleri tekrarlamadan, başarıyı isteyerek korkuları yenerek örgütlenme ve eylem yol alsın... Gerisi kendiliğinden gelecektir. AKP’nin de CHP’nin en büyük korkusu budur.



* Özgür Gündem


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder