Filiz Koçali*
Halkların Demokratik Partisi görkemli kongresiyle siyaset hayatına adım attı. HDP, sadece vatandaşları iki “büyük” partiden birisini seçmek zorunda kalmaktan kurtarmayacak, aynı zamanda demokratik siyasetin esas güç aldığı zemin olan yerel meclisleri oluşturarak, siyaseti Meclis kürsüsüne sıkıştırmaktan da çıkaracak. Halkın her kesiminin, her renginin bugününü ve geleceğini kendisinin inşa etmesine, merkezi siyasetle müzakere geliştirmesine de olanak sağlayacak. Emeği geçen herkese binlerce teşekkürler.
Bugün aslında yazımın tamamını HDP’ye ayıracaktım ama Facebook’un BDP’ye yönelik sansürcülüğünün giderek artmasını ele almadan geçemeyeceğim. Bu kez de BDP’nin sayfalarında kullanılan “Kürdistan” sözcüğü kapatma nedeni olmuş. Buna da şükür! Önceleri standart kapatma gerekçesi “porno” ve “cinsel içerikli yayın” olarak gösteriliyordu. Facebook sansürüne karşı dünya çapında yürütülen etkin kampanya sonucu şimdilerde politik gerekçeler öne sürülüyor. Bazı sayfalar Sayın Öcalan’ın fotoğrafları kullanıldığı gerekçesiyle kapatılmıştı. Şimdi de sansürün nedeni “Kürdistan.”
Gezi direnişinin ardından sosyal medyanın önemini iyice kavrayan AKP, yalnızca 6 bin kişiyi kendi sosyal medyası için görevlendirmekle kalmadı, aynı zamanda sosyal medyayı etkin kullananların da sesini kısmayı hedefledi. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın Facebook’la işbirliklerini açıkladıktan sonra, Facebook Osman Baydemir’den Ahmet Türk’e, Altan Tan’dan Sırrı Süreyya Önder’e pek çok BDP’li siyasetçinin yanı sıra BDP’nin de sayfalarını kapattı. Böylece siyasetçilerin söz söyleme, milyonlarca insanın da haber alma özgürlüğünü engelledi.
Facebook’un BDP’nin ve kimi muhaliflerin sayfalarına yönelik sansürü medyada da yer buldu. Öte yandan Brezilya’dan Bulgaristan’a, ABD’den İngiltere’ye, Türkiye’den Kanada’ya, Avustralya’dan İspanya’ya dünyanın en saygın üniversitelerinden yüzden fazla akademisyen Facebook’u Türkiye’deki siyasi muhalefete uyguladığı sansür politikalarından ötürü kınayan bildirilerini Facebook yetkililerine iletti. Binlerce Facebook kullanıcısı sansürü boykot için sayfalarını 24 saat kararttı.
BDP de Facebook’a resmi bir mektup göndererek, yapılan sansüre tepkisini belirtti. Yine akademisyenler, hukukçular, internet uzmanları ve aktivistlerden oluşan BDP görevlileri ile Index on Censorship ve The Guardian yazarı Padraig Reidy, Facebook Avrupa Direktörü Richard Allan ile Facebook Londra ofisinde görüştü.
Bu görüşme ilginçtir. Allan görüşmede, Türkiye Hükümetiyle ile özel bir anlaşma yapmadıklarını, ancak sayfa kapatma kararlarına Türkiye mahkemelerinin verdiği kararların dayanak oluşturduğunu belirtti. Ancak BDP Heyeti, görüşmenin sonuna doğru, şirketin 4-5 yıl önce belirlediği kuralların Türkiye’nin değişen koşulları için uygun olmadığına dair bir farkındalık oluştuğu ve bunların gözden geçirileceğine ve Sayın Öcalan’ın fotoğraflarının bundan böyle kapatma nedeni olmayacağına dair bir izlenim edindi. Ama belli ki, bu bir oyalamaymış. Sonra sil baştan yeni sayfalar, onların tanıtımı için verilen emekler ve bu defa “Kürdistan” sözcüğü için yeniden sansür! Bu uygulama Türkiye’deki mahkeme kararlarının bile gerisinde.
Kesin ve net olarak söylüyorum ki, Facebook’un bu sansürcü anlayışının altında AKP ile yürüttüğü çıkar işbirliği yatıyor. Türkiye’de ofis açarak reklam pastasına doğrudan erişmek isteyen Facebook, bu hedefini gerçekleştirmek için AKP ile işbirliği kapsamında BDP’nin sayfalarını kapatıyor.
Medyada en küçük muhalif sese bile tahammül göstermeyen, o sesi boğmak için elinden geleni yapan AKP’nin, sosyal medyaya da aynı anlayışı taşımak istemesinde şaşılacak bir şey yok. Yasalar, yasaklar halkın mücadelesiyle nasıl bir bir yıkılıyorsa, sansürcülük de halkın mücadelesi ile bir bir yıkılacak.
* Özgür Gündem
http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=87174&haberBaslik=Sans%C3%BCrc%C3%BC%20Facebook%20ile%20sans%C3%BCrc%C3%BC%20AKP&action=haber_detay&module=nuce&authorName=Filiz%20KO%C3%87AL%C4%B0&authorID=5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder